İngilizce “ işkolik” ne demek?
İşkolik kelimesi Türkçede genellikle “iş bağımlısı” ya da “aşırı çalışmaktan kendini alıkoyamayan kişi” anlamında kullanılır. İngilizcede bunun en yakın karşılığı, workaholic terimidir. “Work” (iş) ve “alcoholic” (alkolik) kelimelerinin birleşiminden türetilmiş bu kelime, sözlük anlamıyla “çalışmaya takıntılı kişi”dür. Bu bağlamda, bir kişi iş yapmayı yaşamının merkezine almışsa, işleriyle arada dinlenmeden aşırı meşgul oluyorsa, iş hayatını diğer yaşamsal alanlarının önüne koyuyorsa “workaholic” olarak tanımlanabilir. :contentReference[oaicite:0]{index=0}
Tarihsel arka planı
“Workaholic” kavramı akademik literatürde nispeten geç bir dönemde ele alınmıştır. Wayne E. Oates tarafından 1971’de ilk kez “işe bağımlılık” benzeri bir bağlamda kullanılmış ve “work addiction” yani iş bağımlılığı tanımı yapılmıştır. :contentReference[oaicite:2]{index=2} Oates, aşırı çalışmayı alkol bağımlılığına benzetmiştir. :contentReference[oaicite:3]{index=3}
1970’lerde ve 1980’lerde sanayileşmiş ülkelerde çalışma kültüründeki değişimler, çalışma saatlerindeki artış, iş‐yaşam dengesiyle ilgili sorunlar kavramın önemini artırdı. Ayrıca “iş ahlakı” (work ethic) kavramı da bu sürece paralel olarak değerlendirildi: Batı toplumlarında çalışmanın erdem olarak görülmesi, bireyi daha fazla çalışmaya yönlendirebilir. :contentReference[oaicite:4]{index=4}
Bilimsel çalışmalar, 2000’li yıllara gelindiğinde hem işkolikliğin tanımı hem de ölçülmesi üzerine yoğunlaşmışlardır. Örneğin, 2006’da Wilmar B. Schaufeli ve Arnold‑Bakker Taris tarafından yapılan çalışmada işkolikliğin iki temel boyutu olduğu ileri sürülmüştür: “working excessively” (aşırı çalışmak) ve “working compulsively” (kompulsif şekilde çalışmak). :contentReference[oaicite:7]{index=7}
Günümüzdeki akademik tartışmalar
Tanım ve ölçümdeki belirsizlik
Akademik literatürde hâlâ “işkolik” ya da “workaholic” kavramı konusunda tam bir uzlaşı yoktur. Örneğin, Encyclopaedia Britannica tanımında, işkolikliğin yaygın bir terim olmasına rağmen “birinin işkolik olarak adlandırılması durumu tam olarak ne anlama gelir” sorusuna net cevap bulunamadığı belirtilmiştir. :contentReference[oaicite:9]{index=9}
Ayrıca çalışmalarda farklı ölçekler kullanılmaktadır: DUWAS (Dutch Work Addiction Scale), WART (Work Addiction Risk Test) gibi ölçüm araçları bu alanda işlev görmektedir. :contentReference[oaicite:10]{index=10} Tanımın belirsizliği, ölçüm araçlarının farklılığı ve kültürel bağlamın etkisi nedeniyle karşılaştırmalarda zorluklar yaşanmaktadır.
Sebep ve sonuç ilişkileri
Akademik çalışmalar, işkolikliğin hem bireysel hem örgütsel düzeyde çeşitli neden ve sonuçları olduğunu ortaya koymaktadır. Örneğin, bir bireyin iş merkezli yaşamı benimsemesi, yüksek iş beklentileri, mükemmeliyetçilik, düşük kendine değer algısı gibi psikolojik özelliklerle ilişkili bulunmuştur. :contentReference[oaicite:11]{index=11}
Sonuçlar açısından ise aşırı çalışma ve işkoliklik, yalnızca “çok çalışmak” anlamına gelmeyebilir; kişilerin sosyal yaşamlarının, sağlık durumlarının, uyku düzenlerinin ve iş‐aile dengelerinin olumsuz etkilenmesiyle ilişkili bulunmuştur. Örneğin, işkolik bireylerin iş‐aile çatışması yaşama olasılığı, diğerlerine kıyasla daha yüksektir. :contentReference[oaicite:12]{index=12}
Olumlu çalışma tutkusu ile işkolikliğin ayrımı
Bir diğer güncel tartışma alanı, “yoğun çalışmak” ile “işkoliklik” arasındaki farktır: Yani bir kişinin işine tutkuyla bağlanması mı yoksa kontrol edilemeyen bir şekilde çalışmaya zorlanması mı söz konusu? Bu ayrım akademide önemlidir. :contentReference[oaicite:13]{index=13}
Örneğin, araştırmacılar “işe bağlanmışlık” (work engagement) kavramını, işkolikliğin negatif sonuçlarından ayırmak için kullanmaktadır. İşe bağlanmışlık, çalışanın işini severek, enerjik ve verimli bir şekilde yapması; ancak iş dışı yaşamını da sürdürebilmesidir. İşkoliklik ise genellikle iş dışı yaşamı olumsuz etkiler. :contentReference[oaicite:14]{index=14}
Neden “İngilizce işkolik ne demek?” sorusu önemli?
Günümüz global çalışma ortamında İngilizce terimler yaygın kullanılmaktadır. “Workaholic” kelimesinin anlamını doğru kavramak, hem kişisel düzeyde kendi çalışma alışkanlıklarının farkına varılması hem de işverenlerin ve yöneticilerin çalışanlarının sağlığını koruma açısından önemlidir. Ayrıca, kültürel olarak iş‑yaşam dengesinin önemi artarken aşırı çalışmanın nedenlerini ve etkilerini anlamak da kritik hale gelmiştir.
Sonuç
İngilizce “işkolik” anlamına gelen workaholic kavramı, sadece çok çalışmakla eş tutulmamalıdır. Tarihsel süreç içinde gelişmiş, günümüzde tanımı ve ölçümü üzerine akademik tartışmaları süren bir konu haline gelmiştir. Aşırı çalışma tutkusunun kontrolünü yitirmesi; bireyin sosyal ilişkilerini, sağlığını ve yaşam kalitesini kötü etkileyebilir. Buna karşılık sağlıklı bir iş bağlılığı hâlâ olumlu bir motivasyon kaynağı olabilir. Dolayısıyla bu terimi kullanırken dikkatli olmak, içeriğini irdelemek ve dengeye gözetmek gereklidir.
::contentReference[oaicite:15]{index=15}